Söylemezsem Olmaz programının sunucuları arasında yer alan Tuğçe Tayfur ile sosyal medya üzerinden atışan Seren Serengil olay oldu. Son olarak programda Tuğçe Tayfur’un Seren Serengil’e “kasetlerin var” iması herkesi şok etti.
Seren Serengil kaset olayı nereden çıktı?
Söylemezsem Olmaz programının sunucuları arasında olan Tuğçe Tayfur’un son olarak iş insanı Tolga Bayar ile aşk yaşadığı iddiaları gündeme gelmişti.
Geçtiğimiz sene Taner Şafak ile 7 yıllık evliliğini sonlandıran Tuğçe Tayfur’un iş insanı Tolga Bayar ile aşk yaşadığı iddia edilmişti. Tolga Bayar’ın eşi Ebru Bayar da yaptığı açıklamalarda yuvasını Tayfur’un yıktığını söyledi.
Tolga Bayar’ın eşi Ebru Bayar, sorun yokken kocasının 1 aydır çocuğunu görmediği ve bir anda boşanma aşamasında geldiklerini anlattı.
Olay sosyal medyanın da gündeminde yer alıyor.
“Hayatında tek bi adam vardı”
Tayfur, Seren Serengil’i, “En azından benim annem çocuklarını bırakıp evliyken oyuncu bi adama kaçmadı. Üstüne bir de uyuşturucu kaçakçılığı yapan birileriyle de olmadı. Hayatında tek bi adam vardı” sözleri ile hedef almıştı.
“5-6 yıl metres olmuşsun”
Metres hayatı yaşamakla ima ettiği Serengil’e Tayfur “Benim evli bi adamla mutlu mesut evinde olan bir adamla işimin olmayacağını herkes bilir. Sen bunu bile bile lades deyip 5-6 yıl metres olmuşsun ne anlatıyosun? Ben bu adam davasını atana kadar arkadaşı oldum” demişti.
“Seks kasetlerin ortalıkta”
Tayfur’un “seks kaseti” sözleri bardağı taşıran son damla oldu. Tayfur’un,”Kimseyi kandırmadım ne dediysem arkasındayım. He bu arada keşke böyle olmasaydı, keşke daha farklı olsaydı her şey yaşadığımız bu durumda. Ama sen bana ahlak bekçiliği yapmaya çalışırken sex kasetlerin ortalıkta dolaşıyor anneme laf atana kadar onları kaldırttır bence.” sözleri sonrası Seren Serengil’den açıklama geldi.
“Gayri meşru çocuk doğurmadı”
Seren Serengil sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Serengil “Benim annem ilk eşinden ayrıldıktan 5 yıl sonra babamla tanışıp evlendi. Bu bir. Babam başkasıyla evliyken metres hayatı yaşayıp nikahsız evli bir adama gayri meşru çocuk doğurmadı bu iki” dedi.
“Soyadı benzerliği”
Açıklamasının devamında Serengil, “Benim annemin hayatı boyunca uyuşturucu kullanan bir sevgilisi olmadı onu da bil. O kişinin abisi interpol tarafından aranılıyormuş. Havaalanında soyadı benzerliğinden o sanıldığı için ifadesine başvuruldu. Bu üç” ifadelerini kullandı.
“Sanırım genetik bir durum”
Tayfur’u “yuva yıkan kadın” olarak nitelen Serengil, “Sen başkasının kocasının elini tutuyorsun. Yuva yıktın ve metres olduğunu yuvasını yıktığını kendisi açıkladı. Sen artık yuva yıkan bir kadınsın. Sanırım genetik bir durum” sözleriyle hedef aldı.
“Tüm yuva yıkan kadınların Allah belasını versin” diyerek Tayfur’a bela okudu.
Kadının hayatını çaldığını belirten Serengil, “Başkasının kocasının elini tutuyor. Çocuğuna gitmesine izin vermiyor. Karısını evden attırıyor. Kendisi o siteye taşınıyor. Üstelik karısının iddiasına göre kızın eşyalarını vermiyorlar. Muhtemelen o eşyalarda da oturuyorlar. Kadının hayatını çalmış. Günah be. Kocasının eşyalarını hayatını çalıyor. Bir de utanmadan elini tutuyor. Tüh yüzünüze sizin. Tüm yuva yıkan kadınların Allah belasını versin” diyerek Tayfur’a bela okudu.
“Türkiye bunları da biliyor”
İnstagram hesabından Tayfur’u hedef alan sözlerine devam eden Serengil, “Ebrucum sakın sen üzülme. Ben bu sene annesinin hayatlarından travma yaşamış bir kaç tane daha böyle tiple uğraştım. Hep aynı iftiralarla benim asla bu ve bunun gibilerle muhatap olmayacak. Anneme iftira atıp kendi alt çizgilerine indirmeye çalıştılar. Ben antrenmanlıyım. Türkiye bunları da biliyor. Gerçeklerde ortada zaten” ifadelerini kullandı.
“Bana iftiralar atıyor”
Tayfur’un annesine saldırdığını belirten Serengil, “Senin yuvanı yıktığını söylediğin bu kadının haberini yaptım diye bana ve günahsız anneme saldırıyor. Bana iftiralar atıyor. Aynı diğer annelerinin yaşadıklarına şahit olan bir 3 anne kız düşmanım gibi hepsi ortak yani bu. O yüzden annelerimize laf ediliyor. Çamur atarak kendi çamurlarını kapamak için ben hakkından gelirim bunların. Bir tanesi kalmadı” dedi.
Seren Serengil: Başkalarının kocasını alanlar aldıklarını sanarlar
Serengil, Tuğçe Tayfur’un maskesinin düştüğünü belirtip, “Kalitesine bakarsak konuşma üslubuna iftira atacak kadar tehlikeli çirkefçe davrandığını gördü. Herkes maskesi düştü eğer senin yanındaki adam bundan anlıyorsa ondan da kurtulduğuna şükret. Senden anlayan ondan ondan anlayan senden anlamaz be canım. Biz senin yanındayız başkalarının kocasını alanlar aldıklarını sanarlar” diyerek tepki gösterdi.
Bu tür medya olayları genellikle kısa süreli bir popülarite yakalıyor ama hızla unutuluyor. Bugün Seren-Tuğçe kavgası var, yarın başka bir şey. Ama bu süreçte kazananlar hep reyting ve takipçi sayısı oluyor, unutmayalım.
Bu olay üzerinden medya okuryazarlığı konusunu ele almak istiyorum. Medya, izleyicilere çoğu zaman manipüle edici içerikler sunabilir. Medya okuryazarlığı, bireylerin bu tür içerikleri eleştirel bir gözle değerlendirmesini sağlar. Toplumda medya okuryazarlığını artırmak, bu tür olayların etkisini azaltabilir. Herkesin izlediği içeriği sorgulaması ve altında yatan gerçekleri anlamaya çalışması önemli.
Sosyal medyada Seren Serengil ve Tuğçe Tayfur arasındaki atışmayı gördüm ama tam anlamadım. Bu atışma nasıl başladı ve neden bu kadar büyüdü? Biraz daha detay verebilir misiniz?
Bu atışma, Söylemezsem Olmaz programında Tuğçe Tayfur’un Seren Serengil hakkında yaptığı bazı açıklamalardan sonra başladı. İkisi de medyada fazlaca yer alan isimler olduğu için bu durum hızlıca büyüdü. Özellikle kaset iddiaları bu ateşi daha da körükledi.
Seren Serengil ve Tuğçe Tayfur arasındaki bu anlaşmazlık medya dünyasının bir yansımasıdır. Medya, ünlülerin özel hayatları üzerinden toplumun dikkatini çekmek için sıkça bu tür olayları öne çıkarır. Ancak bu durum, ünlülerin özel hayatlarını daha da zorlaştırabilir. Ayrıca, bu tür olaylar toplumda ne tür değerlerin önemsendiğini de gösteriyor. Medya, bu tür olayları nasıl ele almalı ve kamuoyunu nasıl daha yapıcı bir şekilde bilgilendirmeli, bu noktalar üzerinde düşünmek gerek.
Bu tür dramaların peşine düşmek yerine daha önemli konulara odaklanmalıyız. Seren ve Tuğçe’nin kişisel meseleleri neden bu kadar popüler? Belki de medyanın bizi bu tür konulara yönlendirmesini sorgulamak gerekiyor.
Haklısın, ancak bu tür olaylar da toplumun bir parçası olduğu için belki de dikkate alınması gerekiyor. İnsanlar bu olaylarda kendi hayatlarından bir şeyler bulabiliyorlar.
Bu gibi olaylar bize ünlülerin de insan olduğunu ve onların da karmaşık sosyal ilişkiler içinde olduğunu gösteriyor. Toplumda bu tür olaylara verilen büyük ilgi, aslında insanların kendi hayatlarında yaşadıkları benzer durumları yansıtıyor olabilir. Ünlülerin hayatları üzerinden kendi ilişkilerimizi sorgulayabiliriz.
Bu kaset olayının tam olarak ne olduğunu kim açıklayabilir? Seren Serengil’in kasetleri gerçekten var mı, yoksa bu tamamen bir dedikodu mu? Medyada sıkça duyduğumuz bu tür iddiaların doğruluğu konusunda nasıl emin olabiliriz?
Bu tür dedikodular genellikle sansasyon yaratmak amacıyla ortaya atılır. Seren Serengil’in kasetleri hakkında somut bir kanıt yok. Medya, bazen reytingleri artırmak için bu tür söylentileri yayabilir. Dolayısıyla, bu bilgiyi dikkatli bir şekilde değerlendirmek ve doğrudan kanıtları bulmak önemli.
Bence bu tür olaylar hep dikkat çekmek için yapılıyor. Tuğçe Tayfur’un açıklamalarının zamanlaması bile düşündürücü. Yoksa neden şimdi ortaya çıksın? Umarım bu durum sadece kişisel bir mesele olarak kalır ve daha da büyümez.
Ben gerçekten merak ediyorum, Seren Serengil’in geçmişte yer aldığı projeler nelerdir? Özellikle müziği hakkında daha fazla bilgi almak isterim. Gerçekten sanatçı kimliğini nasıl tanımlayabiliriz?
Seren Serengil, 90’lı yıllarda müzik dünyasına adım attı ve özellikle pop müzik alanında tanınmış bir isim oldu. ‘Bana Herşey Seni Hatırlatıyor’ gibi hit parçaları bulunmaktadır. Ayrıca ‘Alaturka’ ve ‘Benjamin’ gibi albümleri de bulunmaktadır. Sanatçı kimliğini genelde pop ve alaturka müziğin birleşimiyle tanımlar.
Seren Serengil ve Tuğçe Tayfur ikilisi, aslında Türkiye’nin pop kültür tarihine ışık tutan isimler. Bu tür atışmalar, bize magazin dünyasının ne denli dinamik ve hızlı değişebilen bir alan olduğunu hatırlatıyor. Her iki isim de kendi dönemlerinde önemli izler bırakmışlar.
Keşke bu tür tartışmalar yerine daha yapıcı konulara odaklansak. Hepimizin değerli zamanını bu tür olaylarla harcamak yerine, daha yaratıcı ve toplum faydasına olacak tartışmalar yapmalıyız.
Seren Serengil ve Tuğçe Tayfur arasındaki bu atışma, medyada çok fazla yer edindi. İkisinin de medya figürü olması işleri daha da kızıştırıyor. Ancak merak ettiğim, bu tür polemiklerin topluma ne katkısı var? Biz izleyiciler olarak sadece eğleniyor muyuz yoksa bu tür olaylar üzerinden bir şeyler mi öğreniyoruz?
Bu tür ünlü atışmaları bana hep insan ilişkilerinin karmaşık doğasını hatırlatıyor. Benzer bir durumu iş yerimde yaşamıştım. Herkes birbiri hakkında konuşuyor ve dedikodular yayılıyordu. Sonunda dürüst bir konuşma ile çözüldü. Belki Seren ve Tuğçe de bir araya gelip anlaşabilir.