**Fed, Faiz Oranını %4,25-4,50 Aralığında Sabit Tuttu**
ABD Merkez Bankası (Fed), Ocak 2025’te gerçekleştirdiği toplantıda faiz oranını %4,25-4,50 aralığında sabit tutma kararı aldı. Bu karar, finans piyasaları tarafından yakından takip edilirken, beklentilerle uyumlu olması dolayısıyla sürpriz etkisi yaratmadı. Fed’in faiz kararları, yalnızca ABD ekonomisini değil, küresel ekonomiyi ve dolaylı olarak Türkiye gibi gelişmekte olan piyasaları da etkiliyor.
Fed’in faiz politikasını bu seviyede sabit tutması, enflasyonla mücadele ve ekonomik büyüme hedefleri arasındaki denge arayışını sürdüğünü gösteriyor. ABD’de enflasyonun son aylarda yavaşlama eğiliminde olduğu gözlemlenmişti. Ancak Fed yetkilileri, fiyat istikrarını sağlama konusunda ihtiyatlı bir yaklaşım sergilemeye devam ediyor.
Bu kararın ardından piyasalarda kısa vadeli hareketlilikler yaşandı. Altın ve kripto para piyasaları, Fed’in faiz kararına bağlı olarak dalgalı bir seyir izledi. Altın fiyatlarında hafif bir yükseliş kaydedilirken, Bitcoin gibi kripto varlıklar da karar sonrası volatilite gösterdi. Bununla birlikte, sabit faiz kararı piyasalarda genel anlamda istikrar mesajı olarak algılandı.
Fed’in faiz politikası, Türkiye ekonomisi üzerinde de dolaylı etkilere sahip. Özellikle dolar kurundaki değişimler, Türkiye’nin dış ticaret dengesi, cari açık ve enflasyon gibi ekonomik göstergelerini yakından ilgilendiriyor. Doların küresel değer kazanması durumunda, Türkiye’deki döviz kuru üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşabilir. Bu da ithalat maliyetlerini artırarak enflasyonu tetikleyebilir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise Fed’in aksine, Ocak ayında politika faizini 250 baz puan indirerek %45 seviyesine çekti. TCMB’nin faiz indirimi kararı, Fed’in kararından bağımsız bir şekilde alınmış gibi görünse de, iki ülkenin para politikaları arasındaki bu farklılık, yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisini etkileyebilir. Yüksek faiz oranlarıyla ABD’deki yatırımların cazibesi artarken, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışları yaşanabilir.
Küresel piyasalarda Fed’in yanı sıra Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz kararları da yakından izleniyor. ECB’nin faiz politikası, özellikle Avrupa Birliği ile yoğun ticaret yapan Türkiye gibi ülkeler için önem taşıyor. Küresel merkez bankalarının kararları, Türkiye’nin ekonomi politikalarını belirlerken dikkate alması gereken faktörlerin başında geliyor.
Uzmanlar, Fed’in faiz kararlarının küresel ekonomi üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabileceğini belirtiyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde borçlanma maliyetlerinin artması ve sermaye akışlarının yön değiştirmesi gibi riskler, dikkatle takip ediliyor. Türkiye’nin bu süreçte ekonomi politikalarını küresel finansal koşullara uyumlu bir şekilde yönetmesi önem taşıyor.
Fed’in faiz kararları, yalnızca finansal piyasalar için değil, aynı zamanda ticaret, yatırım ve büyüme gibi makroekonomik göstergeler açısından da önemli sinyaller veriyor. Türkiye’nin, bu kararların etkilerini minimize etmek için proaktif bir ekonomi politikası izlemesi gerektiği vurgulanıyor.
Ocak 2025 itibarıyla, Fed’in bir sonraki adımda nasıl bir politika izleyeceği merak konusu. Piyasalar, Fed’in yılın ilerleyen dönemlerinde faiz artırımı ya da indirimi yönünde bir sinyal verip vermeyeceğini yakından takip etmeye devam edecek. Aynı şekilde, Türkiye’nin de bu küresel gelişmelere uygun bir strateji geliştirmesi kritik önem taşıyor.