**Ekrem İmamoğlu’ndan ‘Satılmış Büyükcanayakın’ İddiaları: Bilirkişilikte Hukuk Tartışması**
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, düzenlediği basın toplantısında çarpıcı iddialarda bulundu. İmamoğlu, kamuoyunda “bilirkişilik” tartışmalarını yeniden ateşleyen bir ismi gündeme getirdi: Satılmış Büyükcanayakın. İBB Başkanı, bu kişinin hukuki süreçlerdeki rolüne ve CHP’li belediyelere yönelik davalarda sürekli olarak görevlendirilmesine dikkat çekti. İmamoğlu’nun açıklamaları, yargının tarafsızlığına ilişkin yeni soru işaretlerini beraberinde getirdi.
İmamoğlu’nun iddialarına göre, Satılmış Büyükcanayakın, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’ndan emekli bir ayniyat saymanı. Emekliliğin ardından bilirkişilik yapmaya başlayan Büyükcanayakın, özellikle kooperatif davalarında görev aldığı belirtiliyor. Ancak İmamoğlu, bu kişinin sıklıkla CHP yönetimindeki belediyelerle ilgili davalarda bilirkişi olarak atanmasından rahatsızlık duyduğunu ifade etti.
İmamoğlu, Büyükcanayakın’ın İBB ve kendisiyle ilgili davalarda “gerçeği yansıtmayan raporlar” hazırladığını ve bu raporların iddianamelere temel teşkil ettiğini ileri sürdü. İBB Başkanı, bu durumun yalnızca kişisel bir mesele olmadığını, aynı zamanda yargının siyasallaşmasına dair ciddi bir örnek teşkil ettiğini savundu. İmamoğlu ayrıca, Büyükcanayakın’ın Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde sahte bilirkişi raporu yazmak suçlamasıyla yargılandığını da iddia etti.
Satılmış Büyükcanayakın’ın faaliyet alanlarına da dikkat çeken İmamoğlu, özellikle Çorlu, Tekirdağ ve Çerkezköy gibi bölgelerde bu kişinin aktif bir şekilde görev yaptığını belirtti. İBB Başkanı, Büyükcanayakın’ın Beşiktaş ve Esenyurt belediyelerine yönelik operasyonlarda da bilirkişi olarak görevlendirildiğini hatırlatarak, bu durumun tesadüf olmadığını öne sürdü.
İmamoğlu, yargının bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesinin tehlikede olduğunu vurgulayarak, “Kamuoyuna açık bir şekilde bu süreci tartışmaya açıyoruz. Bu şahsın görev aldığı dosyalar, siyasi bir müdahalenin ürünü mü? Adalet, bu şekilde mi tesis edilecek?” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, kendisine yönelik açılan davalarda bu tür bilirkişi raporlarının sıklıkla kullanıldığını belirterek, hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Satılmış Büyükcanayakın’ın isminin bu tür davalarda öne çıkması, hukuk çevrelerinde de tartışma konusu oldu. Bilirkişilik müessesesinin bağımsızlık ve tarafsızlık kriterlerine uygun şekilde işlemesi gerektiğine dikkat çeken hukukçular, sistemin güvenilirliğinin zedelenmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor. Öte yandan, bilirkişilik atamalarının nasıl yapıldığı ve hangi kriterlere göre seçildiği de kamuoyunda merak edilen bir konu haline geldi.
İmamoğlu’nun açıklamaları, yalnızca İstanbul değil, ülke genelindeki adalet sistemine yönelik eleştirileri yeniden gündeme taşıdı. Özellikle yerel yönetimlerin hedef alındığı iddiaları, siyasi tansiyonu artıracak gibi görünüyor. İmamoğlu, “Bu süreçte yalnızca İBB’yi değil, tüm halkı ilgilendiren bir konuyu dile getiriyoruz. Adalet herkes için var olmalı” diyerek, hukukun üstünlüğü ilkesine vurgu yaptı.
Bu iddialar karşısında Satılmış Büyükcanayakın’dan ya da adli mercilerden henüz bir açıklama gelmedi. Ancak İmamoğlu’nun gündeme getirdiği bu mesele, önümüzdeki günlerde siyaset ve hukuk çevrelerinde geniş yankı uyandıracak gibi görünüyor. Özellikle CHP’li belediyelerin, yargı süreçlerinde bu tür iddialarla karşı karşıya kalması, yerel yönetimlerdeki hukuki süreçleri yeniden tartışmaya açabilir.
Son olarak, İmamoğlu’nun açıklamaları, yalnızca bir şahsın değil, sistemin genel işleyişinin sorgulanmasına neden oldu. Adaletin siyasetten bağımsız olması ve tarafsız bir şekilde işletilmesi gerektiğini savunan İmamoğlu, bu konunun takipçisi olacaklarını belirterek sözlerini noktaladı. Kamuoyunun ise bu iddialara nasıl bir yanıt verileceğini merakla beklediği görülüyor.